Demokratik İktidarların Diktatörlüğe Kayma Süreci Maaruf Ataoğlu Tarih boyunca birçok siyasi hareket, “özgürlük”, “adalet” ve “millet iradesi” sloganlarıyla iktidara gelmiştir. Ancak iktidarı ele geçirdikten sonra aynı hareketlerin demokratik yöntemleri zaman içerisinde terk ederek otoriter, hatta diktatörlük uygulamalarına yöneldiği görülmüştür. Bu dönüşüm, yalnızca liderlerin kişisel hırslarıyla değil; devlet yapıları, toplumsal dinamikler ve uluslararası konjonktürle de yakından… Devamını Oku
“YÜRÜYÜN ŞAM’A” KÜRTLER VE ŞAM’IN TARİHSEL HAKİKATİ Maaruf Ataoğlu Şam yalnızca Arapların değil, Kürtlerin de başkentidir! • Salahaddin’in mirası burada. • Bedirhanilerin, Celadet Ali Bedirxan’ın izleri burada. • Seydayê Cegerxwîn burada. • Mevlana Halid’in ve Selahaddin-i Eyyubi El-Kurdî’nin kabirleri burada. QSD’nin Önünde Yol Ayrımı • Türkiye’nin (H. Fidan) ve İmralı’nın söylemlerine kulak verip erimek mi?… Devamını Oku
Ahlaki Erozyon, Liyakatsizlik ve Sistemik Yozlaşma Maaruf Ataoğlu Bir ülkenin çöküşü yalnızca savaş, işgal ya da doğal afetlerle meydana gelmez. Devletin yapısal organlarını içten içe kemiren yozlaşma, ahlaki çöküntü ve adaletsizlik; bir milletin en sinsi ve derin yıkım nedenleri arasındadır. Yolsuzluğun normalleştiği, liyakatin yok sayıldığı, adaletin iktidar sahiplerine göre şekillendiği ve ekonomik göstergelerin halkı aldatmak… Devamını Oku
Elveda sana ey harikalar ve entrikalar diyarı güzel İstanbul, Biliyorsun, kalbim seninle çarpıyor ama sen artık o sen değilsin. Bizans’ın entrikaları bile bu kadar vahşi ve acımasız değildi sende. Yüreğim seninle çarpsa da, aklım “Git, git” diyor buralardan İstanbul. Bizans’ı arar olduk liberal Osmanlı’dan sonra. Fatih’in kemikleri sızlıyor kendisine yüklenen bunca misyon ve iftiraya. Kur’an… Devamını Oku
1921 Anayasası’nı anmadan başlamak gerekir; çünkü ne hikmetse bu topraklarda Kürd’ün adı sadece savaş zamanlarında anılır, anayasa kitaplarında değil. 1924 Anayasası geldiğinde, o da bir silgi gibi iş gördü: İlk işi, Kürd başta olmak üzere Laz’ı, Çerkez’i, Gürcü’yü – hepsini – Türk yapmak oldu. Resmen değilse de fiilen. Böylece “eşit yurttaşlık” masalının ilk oyun perdesi… Devamını Oku